Mine Dağ'dan "Çırpınırdı Karadeniz"e muhteşem bir klip ve farklı bir yorum. Sosyal medyaya iddialı bir giriş yaptı.
Çırpınırdı Karadeniz muhteşem bir yorum ve etkileyici bir kliple yeniden sevenleri ile buluşuyor. 2645 İstanbul Müzik Abdullah Özdoğan'ın yapımcılığında, Mine Dağ'ın farklı yorumu ve Alişan Günay'ın klip yönetmenliğini yaptığı bu unutulmaz eser, müzik listelerinde üst sıralara iddialı bir giriş yapmaya hazırlanıyor.
1975 yılında Kahramanmaraş'ta doğan Mine Dağ eğitimini de bu ilde sürdürdü. Müzik hayatına amatör olarak başlayan Dağ, 1995 yılında Kahramanmaraş Musıki Cemiyeti'nde ud dersleri aldı. Korolarda solistlik de yapan Mine Dağ, 2003 yılından itibaren Mersin'de çeşitli mekanlarda sahne almaya başladı. Aynı zamanda Türkiye'nin çeşitli illerinde konserler de gerçekleştiren Dağ, kendine ait işletmesinde de müziğe katkıda bulundu. 2016 yılında ilk single çalışması müzikseverlerle buluşan Mine Dağ, çalışmalarını halen İstanbul'da sürdürmektedir.
Azerbaycanlı ünlü aydın ve yazar Ahmet Cevat, Türk insanının ruhunda derin izler bırakan, hüzün ile coşkunun , vefa ile iç içe girdiği bu etkileyici şiiri 1914'te kaleme alır.
Ahmet Cevdet, Kafkasya-Batum savaşında Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katılır. Osmanlının Kafkasya'daki mücadelesinde fiilen yer asker olarak savaşır. Daha sonra Osmanlıya bağlılığı ve Türkiye'ye duyduğu sonsuz sevgi yüzünden Bolşevikler tarafından kurşuna dizilir.
Bu şiirin sahibinin hüzünlü yaşamı bu şekilde son bulur. Özellikle Türkiye ve Azerbaycan'ın gündeminde yer tutan "Çırpınırdı Karadeniz, bakıp Türkün bayrağına" dizeleriyle başlayan bu sözlerin yazarı Ahmet Cevat'ın hayatı gibi şiirin öyküsü de oldukça etkileyici ve hüzünlüdür.
Bakü işgal altındadır. 30 bin Müslüman Türk, Ermeni-Bolşevik çetelerce katledilmiştir. Osmanlı ordusu, Kafkas İslam Ordusu adı altında Azerbaycan'daki Müslüman- Türk ahalinin yok edilmesini engellemek üzere bölgeye gelir. Nuri Paşa'nın komutasındaki ordu, Azerbaycan'daki Müslümanları Ermeni-Rus çetelerinin elinden kurtarır. İşte Türk ordusunun o tarihlerdeki muazzam yardım ve başarı öyküsünü Azerbaycan'ın ünlü bestecisi, doğunun ilk opera bestekarı Üzeyir Hacıbeyli, müziğe döker. Bu şiirle Osmanlı ordusuna minnetini dile getirir. Üzeyir bey, Kafkasya İslam Ordusunun Bakü'yü 15 Eylül'de düşman işgalinden kurtardıktan sonra bu eseri, 1918 yılında Nuri Paşa ve kahraman askerlerine ithaf eder. Bakü'nün ilk kez başkent olması bu işgalin bitmesinden sonra gerçekleşir. Osmanlı Türk askerinin bu fedakarlığı, Azerbaycan'da yaşayanların hatırından hiçbir zaman çıkmaz. Zira Sovyet döneminde bile ninelerinin, dedelerinin gizlice torunlara anlattığı bu hikaye, Azerbaycan'daki Müslüman Türkler için derin anlam taşımaktadır.